Öfkeyi Kontrol Etmek

Öfke hayatımızın her yanında ve anında var. Öfke istemediğiniz ama bizi bırakmayan bir duygu. Öfke olmazsa da olmayacak bir yaşantı. Kimi zaman bizi biz yapan, bizi geliştiren, hedeflerimize ulaşmamızı sağlayan şey öfke. Kimi zaman bizi pişman eden, kendimizle ilgili hayal kırıklıklarına yol açan bir duygu.
Yeni çağın trendlerinden birisi de duyguları saklamak. En sakin, en dingin, öfkesini en kontrol eden olmak, sanki bir beceri gibi algılanıyor. Bu kalıplara kendimizi sokmaya çalışırken de, öfkemizi biriktiriyor, ardından olmadık bir yerde ve istenmeyen bir zamanda öfkemizi olanca yoğunluğuyla dışarı atıyoruz.

Bu nedenle asıl amacımız, öfkeyi yaşamamak değil, öfkeyi yönlendirmek veya kontrol etmek olmalıdır. Bir reklam sloganında olduğu gibi “kontrolsüz güç, güç değildir!”. Kontrol edilen öfke insanın gelişimine yardımcı olabilir.

Öfkeyi nasıl kontrol edebiliriz? İçinden 10’a kadar sayınca öfke geçer mi? Bu sorunun yanıtı maalesef “evet” değil. Aradan bir süre geçtiğinde tabii ki öfkenin şiddeti kaybolur veya azalabilir. Ancak bu süre kişiden kişiye ve olaydan olaya değişkenlik gösterir. Bu nedenle ne kadar beklemek gerekir sorusunun yanıtı yoktur. Öte yandan içimizden bilmem kaça kadar sayınca öfke geçmeyince, daha da sinirlenebiliriz.
Öfkenin en iyi kontrolü, öfkelendiğinizin anın en başında yapılabilir. Öfkelenmeden önce, içimizden bir şeyler geldiğini hissederiz. Bazı duygularımız kabarır. Kimi zaman terleme, çarpıntı olabilir. Ağız kuruluğu gözlenebilir. Hani, “ya, şimdi öfkeleneceğim!” dediğimi an. İşte bu anın farkına varabilirsek öfkeyi kontrol edebiliriz. O anda yapabileceğimiz bir girişim, öfkenin büyümesini, taşmasını ve kontrolümüzden çıkmasını engelleyebilir.

Öfkelendiğinizin farkına varmıyor musunuz? O zaman öfkenizi iyi analiz etmemişsiniz demektir. Çünkü hiçbir insan o ön duyguyu hissetmeden bir sonraki aşamaya geçmez. Sadece bazı insanlar o “ön” duygunun farkına varmamışlardır. Bu yazıyı okuduktan hemen sonra kendinizi bir gözlemleyin. Örneğin yarın öfkelendiğiniz bir olay olursa, kendinizi bir sorgulayın. Göreceksiniz, öfkelenmeden önceki duygunun farkına varabileceksiniz. Zaten onu iyice tanıdığınız zaman öfkeyle başa çıkma konusunda büyük bir adım atmış olacaksınız.

Sözünü ettiğimiz ön duygunun farkına vardığımızda uygulayacağımız yöntemler hepimizin bildiği yöntemleri sayabiliriz. İçimizden saymak, oradan uzaklaşmak gibi… Tabi ki yöntemler bununla sınırlı değil.

Doç.Dr.Kültekin Ögel
www.okelg.net

No responses yet

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir